Çöl Kraliçesi,hayatta tek başına kendi ayaklarının üzerinde durmaya çalışan ve hiç bir şekilde mücadelesinden vazgecmeyen bir kadının (atase'nin),aşk ve yolculuklarla dolu hayatını bize aktarmaktadır.
Baş kahramanımız olan Gertrude Bell, İngilterede ki yaşamından sıkılmış ve İngiltere dışında ki hayata da merak salmaya başlamıştır.Bu merak duygusunu ve isteğini bir gün ailesiyle paylaşmıştır,ailesi başta istemese de sonradan kabul etmek zorunda kalmışlardır.
Gertrude Bell elcilikte görevli olarak Tahran'a gitmiştir ve orada yakın arkadaşı olan Florence ile vakit geçirmeye başlamıştır.Daha sonra elçilik sekreteri olan ve kendisinin koruması olarak görevlendirilen Henry Cadogan ile tanışmıştır.Onunla beraber Tahran'in önemli yerlerini,tarihi ve turistik mekanlarıni dolaşmaya başlamışlardır.Gertrude çok meraklı ve araştırmayı seven birisi olduğu için Henry ile bol bol sohbetleri olmuştur.Bell,oranin kültürel yapısını,sairlerini,mimari yapısını her şeyini öğrenmek istemektedir bunun için Henry ile çok sık bir araya gelmeye başlamışlardır.Bu bir araya gelmelerin sonucunda birbirlerine aşık olmuşlardır.Her ne kadar yakın arkadaşı Florence de Henry'e aşık olsada Gertrude duygularına karşı koyamamıştır.Bir gün ailesine mektup yazarak durumu izah etmiştir,Henry'e âşık olduğunu ve onunla evlenmek istediğini anlatmıştır.Uzun bir süre beklemenin ardından mektubuna cevap gelmiştir ve bunun üzerine Gertrude İngiltere'ye ailesinin yanina geri dönmek zorunda kalmıştır.Gitmeden önce Henry ile vedalasirken Henry ona bir kolyede bulunan bir kalbin yarısını vermiştir,diger yarısını da kendisine almıştır ve onu hiç bir zaman unutmayacağıni,omrunun sonuna kadar sevecegini soylemistir.
Gertrude eve döndüğünde ailesi,ozellikle babası tarafından çok sert bir tepkiyle karşılaşmıştır.Henry Cadogan la asla evlenmeyeceğini ve onun kendisine yakışır uygun biri olmadığını soylemistir.Gertrude bu duruma çok üzülmüştür.Uzun bir surenin ardından Gertrude 'e Tahran'dan bir mektup gelmiştir.Mektubun içinde Henry'nin intihar edip,oldugu yazmaktadır ve zarfın içinde yarışı Gertrude de olan kalbin yarısı bulunmaktadır.
Gertrude bu duruma çok fazla üzülmüştür ve artık aşık olup,kimseyi sevemeyecegini
bile düşünmüştür.Aradan biraz zaman geçtikten sonra Gertrude,Ortadogu'ya gidip orada ki kültürü,yasami ve çöl hayatını gormek istemiştir,bunun için yollara dusmustur.Yaninda en güvendiği ve en iyi yardımcısı,Ortadogu'yu çölleri iyi bilen Fattuh bulunmaktadır.Fattuhla beraber birçok siyasi engelleri aşarak,colleri geçmeyi başarmışlardır.Gertrude Bell'in nami çok çabuk yayılmaya başlamıştır.Herkes onun çöldeki kadın olduğunu konuşmaktadır.
Bir gün Osmanlının İngiliz Konsolosu olan Charles Wylie Bell'in yemeğe davet etmiştir ve eşiyle beraber onu agirlamislardir.Yemegin sonunda Wylie onun İngiltere için görevli olarak calismasini ve onlar için siyasi ataşe olmasını istemiştir.Gertrude bunu kabul etmemiş,kendisinden başkası için çalışmayacağını ve bu yolculuğu sadece kendisi için yaptığını soylemistir.Bunun üzerine Wylie,ona bir silah takımı hediye etmiştir o almak istemese de zorla vermiştir.
Gertrude oradan ayrılıp,yolculuguna,kesiflerine devam etmiştir.Hicbir zorluk onu bu yolculuğundan döndürememistir.Bir zaman sonra Gertrude ve Wylie sık sık gorusmeye başlamışlardır ve beraber vakit geçiriyor kadir.Boyle bir günde Wylie Gertrude 'i opmus ve ona aşık olduğunu itiraf etmistir.Gertrude bunu kabul etmemiş,kalbinde başka birisinin olduğunu ve bir daha da kimseye aşık olamayacağını söylemiştir.Wylie de bunu anlayışla karşılamıştır ve bir sure gorusmemislerdir.Fakat daha ilk karşılaşmalarında aralarında ki çekime engel olamamışlardır ve Wylie ona karısından bosanacagini,onu çok sevdiğini ve onunla beraber olmak istediğini söylemiştir.Sonunda Gertrude de onu sevdiğini itiraf etmiştir.
Bir gün Wylie'nin savaş için gitmesi gerekmiştir ve uzun zaman Gertrude ondan haber alamamıştır.Bir akşam katıldığı bir davette,konuklardan bazılarının konuşmalarından Wylie'nin savastayken öldüğünü duymuştur ve bu duruma çok fazla üzülmüştür.Yine aynı durum olmuş ve yine sevdiği insanı kaybetmiştir.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen,Gertrude 21.y.y'in en etkili siyasi ataşelerinden biri olmuştur,bazi devletlerin kurulmasına, birbirleriyle ilişkilerinin düzelmesine fayda sağlamıştır .Ortadoğu ülkeleri tarafından "Çöl Kraliçesi" olarak anılmaya başlanmıştır.O her ne kadar bu unvanı kabul etmek istemese de adi "Çöl Kraliçesi" olarak kalmıştır.
Filmin bize anlatmak istediği; her ne kadar zorluklar yasasakta,yasam mucadelemizden,sevmekten ve yolculuklarimizdan vazgecmememizdir.Gertrude Bell'in "Çöl Kraliçesi" olması ne kadar zor olmuşsa bizim de bir ismimizin olması o kadar kolay olmayacaktır.Hayatta bir ismimizin olması ve bu ismimizle iyi bir imajla anılmak için,hangi zorlukları yaşamamız gerekiyorsa yaşamamız ve o "isme" sahip olmamız gerekmektedir.
Gertrude Bell nasıl "Çöl Kraliçesi" olmuşsa,Kadriye Topal da ileride ne olmasi gerekiyorsa mutlaka olmalıdır,mucadelesinden asla vazgecmemelidir.
Unutmamalıyız ki
"Kalite asla tesadüf değildir"
Çöl Kraliçesi (Queen Of The Desert)
Yönetmen=Werner Herzog
Oyuncular=Nicole Kidman,Robert Pattinson,James Franco,Damian Lewis
Senaryo=Werner Herzog
Ülke =ABD
Yapim=2015
Sure=128 dk
Tur=Biyografi
Kadriye TOPAL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder